7 Nisan 2009 Salı

obama baklava

bizim Türkler obamadan baklava yapmışlar adıda baraklava mı ne koymuşlar isminide...aslında iyi bir reklam yapmış oldu Karaköy Güllüoğlu tbrk ediyorum..baya uğraştıklarına da eminim..amamçları tatlı yiyip tatlı konşmakmış..

saygı

bazı insanlar dışarıyı eleştirirlerken kendilerinin ne yaptıklarının farkında değiller en önemlisi herkesn ne olursa olsun birbirine saygı duyması gerekiyor ki biz üniverstede okuyan insanlarız kuştepelilerden bi farkımz olması gerekir...her ne olursa olsun başkasının düşüncelerini kabul etmemiş olsakta bir yerde dinlemek ve saygı duymak zorundayız..başkalarını eleştirirkende, eleştirdiğimiz hareketleri kendimiz yapıyorsak ve hareketlermizi kontrol altına alamıyorsak zaten yazık..ne olursa olsun ve kim olursa olsun karşındaki insanla fikirlerin örtüşmüyorsa bile saygı duymayı öğrenmemiz lazım ...bunu yapamayan arkdşlarımızın olduğunu biliyoruz onlardanda artık büyümelerini bekliyoruz..öyle ben büyümüş insanım bu hareketleri yapanlar çocuk derken ilk kendi hareketlerine baksalar belki kendilerine de bişeyler katabilirler..kimse kimseden ne eksik ne fazla..bilgi bakımından kendini geliştirmiş insanlar olabilir..benden daha çok hayat tecrübesine ve bilgiye sahip olabilrler saygım sonsuz..ama hala karşısındaki insanın düşüncelerine saygı duyamayan insanlara tahamülüm yok..ama belki çok gergin bir zamanına denk gelmiş olabilir..bir kere olabilir eyvallah..ancak bir kere insanı uyarınca aynı hatayı bir kere daha yapınca insanın tepki vermesi normal ..

patates

şu patates hastalığını merk ettik ya derste arayıp bulmayı denedim başarılı olamadım..patatesin yaptığı hastalıklar ve patatesin kendine has hastlıklarını anlatıolar..sanırım patates hastalığı diye bişi yok başka bişi sanırım o..ayrıca patatesde siğil oluormş aman dikkat edin(:..sakıncalı bişi yerseniz fenaaa

29 Mart 2009 Pazar

Dünyanın ismi en zor söylenen gölü ABD'nin Massachusetts eyaletinin Nipmuck Kızılderililerinin yaşadığı orta kesimlerinde bulunan bir gölün 45 harften oluşan ismini telaffuz etmek neredeyse imkansız. Dünyanın en uzun ve söylenmesi en zor isimlerinden birine sahip olan "Chargoggagoggmanchauggagoggchaubunagungamaugg" gölünün adı zaman zaman değiştirilmek istenmiş, ancak tepkiler nedeniyle bundan her seferinde vazgeçilmiş. İsminde 15 "g" harfi bulunan göl ile ilgili çok sayıda şiir yazılmış, beste yapılmış. 15 "g" harfinden sadece ikisinin isimden çıkarılması girişimleri 1949'daki kampanyayla engellenmiş. "Telaffuz sorunu" nedeniyle pek çok kişinin "Webster" gölü diye adlandırdığı 'Chargoggagoggmanchauggagoggchaubunagungamaugg"un Nipmuck Kızılderililerinin dilinde, "Sen kendi tarafında, ben kendi tarafımda balık avlayalım, ortada ise kimse avlanmasın" anlamına geldiği iddia ediliyor. Çevre sakinleri, gölün isminin Guinness Rekorlar Kitabı'na alınmasını istiyor, ancak rekorlar kitabında "en uzun göl ismi" kategorisinin bulunmadığı belirtiliyor. Guinness Rekorlar Kitabı'ndaki en uzun yer isminin de resmi kayıtlarda bulunan Bangkok'taki "krungthephphramahanakhon bowonratanakosin mahintharayuthaya mahadilokphiphobnovpharad radchataniburirom udomsantisug"a ait olduğu bildiriliyor.

25 Mart 2009 Çarşamba

la la la hayat devam edior

Tam gazz devam..sonunda bilgisyrım geldii...ve süper durum bi üst modelini verdiler..babam iyileşiyor..hava açıyor...hayat devam edior ee durcak hali yoktu ya..tatil planları yapılıyor..ehliyet sınavı yaklaşıyor..e okulda bitti biticek..türk sineması iyiye gidior(:...şu baharın gelmesi içimi kıpır kıpır ediyor..sokaklarda gezesim var süreklii...hava alasım evde oturasım gelmiyor...

22 Mart 2009 Pazar

ANNEM !

Canım Kızım;Ne gariptirki sizden öncesi yokmuş gibi,yaşanmamış gibi.Oysa bende çocuk oldum,genç oldum ama hayatım sanki seninle şekil buldu,yaşanılır oldu.Belki de unutmaya başladığım gençliğimi seninkinde tekrar yaşıyorum hatta bu yüzden belki de benden sıkıldığın da oluyordur.Ama o kadar olgun bir evlatsın k bana bu konuda anlayış gösteriyorsun.Yaşamını benimle paylaştığın için sana teşekkür ederim.İnsanlar haysiyetleri,şerefleri ve onurları için yaşarlar.Dürüstlüğün,doğruluğun ve insan ahlakının erdem sayıldığı şu devirde sen hepsini yüklenerek,doğru bildiğin yolda emin adımlarla yürüyorsun.Karşılaştığın hiç bir zorluk seni yolundan ayırmasın.Hayattaki duruşun,ne istediğini bilen kişiliğin ve oturmuş karakterin seni doğru hedefe ulaştıracaktır.Kendine hak ettiğin gibi davran,davran ki seni hak etmeyenler yanında yer alamasınlar.Küçük bir ailenin ik gözağrısı,büyük bir hanedanlığın ilk veliahtı olarak sana tanınan ayrıcalıkların ,ilginin ve sevginin karşılığını hiç bir şımarıklığa meyil vermeden büyük bir olgunlukla içine sindirebilmen,sana ne kadar özel olduğunu hissettirebilir belki de.Her anne için evladı mükemmeldir,toz kondurmak istemez.Ama ben tüm bu hissettiklerimi,seni tanıyan herkesten duydukça inan bana çok gururlanıyorum.Bana bunları yaşattığın için sana birkez daha teşekkür ederim.Eminim sen benim hayatımdaki yerini iyi biliyorsun ama bir kez de benden duy istedim.Yaşamım sürdükçe,her zaman,her şekilde,her ne olursa olsun hep yanında,hep arkandayım.Seni hep gülen yüzünle,coşkulu neşenle,sadece sevdiklerine gösterdiğin çocuksu hallerinle mutlu ve sağlıklı görmek hayattaki en büyük isteğim.Seni böyle görmek ve hissetmek benim enerjimi ve hayata bağlılığımı çoğaltıyor.Bana yaşattıkların ve ortak yaşamlarımıza kattıkların için sana minnettarım.SENİ SEVİYORUM/ANNEN

20 Mart 2009 Cuma

hepsii aynııı b..

Antik yunan zamanlarında erkekler aşık olduklarında kendilerini hasta sanarlarmış...aşkı, bir süre sonra geçen eğlencelik bir his ya da tanrı tarafından gönderilen bir azap görürlermiş...

17 Mart 2009 Salı

beterin beteri var..

hiç bişeydan korkmıcksn
kimseye güvenmiceksin..insanın elinde olmuyo kanıo hemen ama sonra çok üzülüyor..benden iyi benden düzgün derken görüorsn ki o en yakındakinin hiç hatasını görmemişsin başını kaldırıp bakınca anlıyorsn..düşünüyorsn acaba hep böyleydi ben mi görmemezliğe geldim yoksa gerçkten çok iyi bi oyuncumuydu diye...
sonra geçio..gidioo..bi yerlerde kalıo..ama derinlere gömüyorsun..
arkasından beklenmedik başka kötü bişey oluyo...o içine oturuo..kaldıramıoyorsn..hayat beni sınıyor mu diye düşünüorsn ama bunlar sadece senin başına gelmiyor unutmaa!acının sonu yok..sen üstesinden geldikçe daha ağırı karşına çıkıyor..ama gene de uğraşmk zorundasın..mücadele etmek zorundasn..yapıck bişey yok..ama bazen tek başıma uykuya dalıp uzun süre uyumak istiorsn..ama böyle bi çözümde yok ...gene de bahar gelio hava açıoo..ne olursa olsun hayat devam edior sen duramazsn..durma ztn önünde çok uzun yıllar varr

9 Mart 2009 Pazartesi

Dünya Kadınlar Günü

8 Mart 1958 tarihinde New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başlamış.Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kitlenmesi, arkasından da çıkan yangın işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlaran kaçamaması sonucu çoğu kadın 129 işçi ölmüş..26-27 Ağustos 1910 tarihinde Kopenhag kentinde 2.Enterasyonele bağlı kadınlar toplantısında Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinde Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihinde tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Martın ''Dünya Emekçi Kadınlar Günü'' olarak kutlanması önerisini getirdi ve öneri kabul edildi.Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ,16 Aralık 1977 tarihinde 8 Martın ''Dünya Kadınlar Günü''olarak kabul etti.

2 Mart 2009 Pazartesi

fotograflar


Nil Karaibrahim'in CDsini aldm ve albüm için çekildiği fotograflara taptım..duyduğum kadarıyla bu resmler içinde saatlerce suda kalmış...incelemenizi tavsiye ederim...profosyonel fotoshoplar da yapılmış

pub149 okumalar dipnotlar(:

Michel Foucault:Eşcinselliğini okul yıllarında farketmiş.Filozof.Cinselliğin Tarihi adlı eserinin ilk cildini yayınladı,ikinci ve üçüncü ciltleri ölümnden sonra yayınlandı. Foucault, Karl Max ve Sigmund Freud'un fikirleriyle uğraşmış.


Aufklarung:19.yy da bilimsel bir akımmış.Aydınlanmanın diyalektiği isimli max horkheimer ve theodor w. adorno'nun 1944 yapımı unutulmaz eseri. aydınlanma ideallerinin insanlığı nasıl olup da hümanizm den barbarlığa taşıyıp ilerleme fikriyle ters düştüğünü anlatıyormuş.

24 Şubat 2009 Salı

nereye doğru gidiyoruz?

DTP'li Ahmet Türk, meclis kürsüsünde kürtçe konuşmaya başladı..işaret spikeri dondu kaldı...salonda kürtçeyi anlayıp alıkışlayanlar...nereye doğru gidiyoruz..biz TÜRKÜZ...ana dilimiz türkçe..bunda tartışacak bişey yok..yasalarımızda meclis kürsüsünde kürtçe konşmaya izin vermiyor..ne hakla konşuyor?...anayasayı ihlal ediyor...Dünya anadil günü gibi bu konşmalar var ancak unutmayalım bizim anadilimiz TÜRKÇE...kökenimiz farklı olabilr hepimiz..kimimiz laz kimimiz gürcü kimimiz tatar kimimiz kürt olabilr ama unutmayın biz TÜRK BAYRAKı altında yaşıyoruz...tartışıcak konşcak bişeyde yok..ve üstüne üstlük basına önceden bildiriliyor...

bizi nasıl tanıyorlarsa...

Eurovision'da "Düm Tek Tek" şarkısıyla bu yıl Türkiye'yi temsil edecek Hadise, Atina'ya gitti... 'Düm Tek Tek'in tanıtımı için geçen hafta Atina'ya giden ve Yunanistan'ı temsil edecek şarkının belirlendiği yarışmada sahne alan Hadise'ye, haftalık Proto Thema gazetesi pazar ekinde 4 sayfa ayırdı. 'Hadise Eurovision'a Türk çıkarması' başlıklı yazıda 'Türkiye'nin gizli silahı Belçika'da kariyer yapan bir seks bombası. 12 puanı memnuniyetle Hadise'ye veriyoruz' ifadesi kullanıldı. Haberde, 'İslamcı Erdoğan hükümetinin kontrolündeki devlet televizyonu TRT'nin Eurovision için tamamen Batılı standartlardaki Hadise'yi seçmesi şaşırtıcı' dendi. Yazıda Hadise'nin klibinde cinseliğin ön plana çıktığı da vurgulandı.

22 Şubat 2009 Pazar

The Curious Case of Benjamin Button

şu ara izlediğim en iyi film The Curious Case of Benjamin Button..gitmeyenler mutlaka gitsin en azından konu bakımından ilginç bir film..

My Bloody Valentine


My Bloody Valentine 3 boyutlu bir korku filmi.Maden ocağında gençler parti yapıyor o sırada Tom Hanniger gençleri öldürüyor.Gençlerden 3 kişi kaçıyor bir kişide ölmekten son anda şerif sayesnde kurtuluyor ve bu genç büyük şoklar yaşıyor ve şehri daha sonra terkediyor.Bu genç arkadaş 10 yıl sonra kasabaya dönüyor maden ocağını satmak için ve ölümler başlıyor.O bu şu yavaş yavaş bu madenci tarafından öldürülmeye başlıyor.Tabii herkes bu madencinin kim olduğunu arıyor ve herkes korkuyor.Tabi arada ufak bir aşk hikayesi var.Ancak ben filmden korktum ama ben zaten ufak bir korku sahnesi olan her filmden korkarım ancak arkadaşlarım filmi komik buldu.Tabi ki her filmde olduğu gibi anlamsız sahnelerde vardı.Gidip bi görün bişey kaybetmezsiniz en azından 3 boyutlu:)aslında çok bi sahne yok 3 boyutlu şekilde yaşayabiliceğiniz..


yönetmen:Patrick Lussier
oyuncular:Jensen Ackles,Jaime King,Kerr Smith,Betsy Rue,Edi Gathegi
filmin süresi.101 dakika

16 Şubat 2009 Pazartesi

karr

hahahahahaha mutluyum mutluu...bugn okulun ilk gün sendromunu atlattım...açılsın isteyen arkdşlar okul naslmış?mutlumusunz??sizin yüzünüzden açıldı!!hahahahaha!!ama şuan deli gibi kar yağıyoo...tuttu burda karrr inanılmaz yağıyoo ama öyle böylee değill biri beni duyuyor ve beni seviyorrrr okul tatil olsun!!!!hahahahahah arkdşm var bizim evde gidemiyor şuan o derece ama Anadolu da yağmıyormuşş...Anadolu dakiler duyun benii yrn okula gelmeyin zor olur ee siz gelmezsenz bende gitmem...Hepinizi seviyorummmmmm....bgn üstümdelerrrrr
hahahahaha

15 Şubat 2009 Pazar

14 şubat

Eski Roma İmparatorluğu kilisesine dayanır. İsmini Valentine adında bir din adamından alır. (Valentine Day) Zamanın Roman İmparatoru orduya asker bulmakta zorlanıyordu. Ona göre bunun sebebi; erkeklerin ailelerini ya da sevgililerinden vazgeçemiyor oluşuydu. Bu sebeple evlilik ve nişanlanmayı yasaklamıştı. Aziz Valentine adındaki papaz ise çiftleri gizli gizli evlendirmeye devam ediyordu.Bunun sonucunda yakalandı ve ölüm cezasına çarptırıldı.Tabii bu Valentine ile ilgili efsanelerden sadece biri. Tarihte inancı yüzünden 14 Şubat'ta öldürülen 3 Valentine olduğu düşünülüyor.

son gün...

Koca tatil bitiyor..üzgünüm ve sadece ben üzgünüm..diğer arkadaşlarımın okulun açılmasını istediğini görünce ben niye diye soruyorum kendime..cevap yok!son gün olmasından dolayı da üzüntümün sınırı yok:)napıcam ben şimdi?okula gidicem..peki uyku düzenim nasıl normale dönücek?gene koşuşturmaca başlıcak..rahatlıya son...gezmelerim bile okula göre ayarlanıck..arkdşlarımla görüşmelerim zorlanıcak ev hali normale dönücek bundan mutluyum aslında..pskolojimi toparlamaya kendimi hazırlamaya çalışıyorum başarıcam ama şimdiden bahar tatili fln araştırmaya başladım:)proglarımı hazırlıyorum ayrıca okulda 22 mayıs ta kapanıyormuş bunada sevindim..her ne kadar okul açılmasın istesemde şimdi alışmaya başlıyorum galibaa ya da alışmak zorunda olduğumun farkındayım..yarn görüşücez bakalım:)benim toparlanmama yardım edin!siz nasl beceriyorsnz bilmiorm ama hahahaha

10 Şubat 2009 Salı

Atatürk

Gençliğinde kot pantolon giyememiş.
Sevgilisinin elinden tutup hasılat rekorları kıran bir sinema filmine gidememiş..
Padişah ona Trablusgarp Cephesi'nde görev verdiğinde,lüks uçak şirketinin,first class koltuğunda viskisini yudumlayarak görev yerine gidememiş..
Halkına bağımsızlık fikrini anlatabilmek için kortej eşliğinde mercedeslerle gezememiş Anadolu'yu...
Kurtuluş hareketini başlatmak için 19 Mayıs'ta Samsun'a ayak basan ayağında spor ayakkabısı ya da kovboy çizmesi yokmuş..
Kazandığı her savaştan sonra savaş sahasına fırlayıp moral veren mini etekli ponpon kızlar da yokmuş..
Tarih kitaplarına bakılırsa, Yunanlıları İzmir'den denize dökdükten sonra timsah yürüyüşü de yapmamışlar..
Ülkesinde yapacağı devrimleri, unutmamak için not alacağı bir cep bilgisayarı olmadığı gibi, kendisine suikast girişiminde bulunacakları da cep telefonundan öğrenememiş!
Atatürk için üzülüyorum.Dağ gibi adam, bir radyo programına faks çekemeden,İsmet Paşa için Safiye Ayla'dan bir istek parçası isteyemeden gitti..
Lozan Zaferi'nden sonra veya Cumhuriyet'in ilanından sonra arabaya atlayıp sabahlara kadar korna çalıp,elinde bayraklarla sokaklarda tur atamadı.
Evinin balkonuna çıkıp, bir şarjör mermiyi havaya sıkamadı.

Atatürk'e acıyorum..
Sen kalk,dört kadınla evlenebileceğin bir dönemde dünyaya gel,sonra değerini bilmeyip tek kadınla evlilik sistemini getir.Aaaah ah...
Çılgın diskolara gitmek, sabahlara kadar içip içip rock yapmak, babasının mercedesini alıp şöyle Emirgan turu çekmek dururken..Bunları yapmadı Atatürk...
Keyif çatmadı...Tüm hayatını ülkesinin kurtuluşuna ve uygarlaşmasına harcadı...İşte onun için büyük adamdı Atatürk her fırsat elinde vardı.O ise sadece bu milletin bağımsızlığını istedi.
Bütün suçu 2 kadeh rakı içmekti o kadar...

yukarıdaki yazıyı bir ortaokul öğrencisi, okulun duvar gazetesine yazmış.

4 Şubat 2009 Çarşamba

karne karnee

hahaha..kardeşim karne alıncak gün okula gitmedi..neyse ki o hafta annemler tatilde..bizde kafamıza göre takılıorz...hep telefonda görüşme halindeyz..tüm aile ayrı bi havada...bora dan da haberdarız..okula gitmediğinide biliyorz..sonra ben eve gidince..bora ile okula çıkıyoz karneyi almaya...bora karneyi alıo 8e katlıyo..cebine koyuyoo...(: bende tahmin ediyorum..neyse tüm gün kafamıza göre takılıyoruz..bi ablam bilkenti bitiriyo...almanya da master fln yapıo başarıdan başarıya koşuyo..bi ablam itü de mimarlık okuyoo..ben de kafama göre..ve canım kardeşimn de 8 tane zayıf hahahaha o ne yaaa?? (: 1 tane 2 ve 2 tane 5 hahahahahah ders saatleri bile daha iyi yaa(:..tabiii kii üzülmedimm ne üzülcem yaaa kafasına göre sonç olarak o benm aşkım yaa ailedee annem 1 bora 2 tek geçerim..en azından süper bi insan..kimseyi kırmazz bende bu huyuna uyuz oluyorum fazla iyi niyetlii...bora yı çok özledimmmmm bir an önceee dönsün artıkk..

2 Şubat 2009 Pazartesi

hazır değilim!

HP nn bana attığı kazık bilgisyrmdan hala ses yok...artık kendimi eksik hissetmeye başladım
..ablamn bilg saldırıorm artık..neyse ki tatil olduğu için evde pek durmuorm ve ihtiycm olmuoo...bugn tatilin bittiğini farkettm ve inanılmaz üzüldüm...çok yüzsüzce olucak ama bana tatil yetmedi...okul açılsın istemiorm..gayet mutluydum yaa..sorumluluk yok..kafama göree herşey..tam özgürdüm..kafama eserse tatile..eserse ailemin yanına..eserse tek başımaa yaşıyıp gidiordum..teknolojiylede aram açılmıştı..tabii ben teknolojim msn,facebook,itunes ama olsun uzak kaldım...normal yaşamaa dönmek zor gelioo..ya ben bu okulu nasl bitiricem onu düşünüorm resmen bunalıma girdiğim hafta oluo bu hafta yaa gelecek 3 seneyi bile düşündüm(: zor olucak gibii..ben tatil boyunca en erken 1de uyanırken şimdi 10daki derslerii düşünnce içim sıkılıoo..bazı günler hiç pijamalarımı çıkarmadan geçiren ben napıcm şimdi?bitmesin bu rüyaa tatilim..boş geçti ama çok eğlendim..spor yaptım..bol bol film izledim böyle devam etse çok mu sıkılırım bilmiyorum ama şimdilik çok mutluyum..

28 Ocak 2009 Çarşamba

aşk olsa gerek gerçi aşktan daha büyük bi tutku bitmicek bi sevgi bu

1 yaşınızdayken sizi elleriyle besledi ve yıkadı.Bütün gece ağlayıp onu uyutmayarak teşekkür ettiniz.

2 yaşınızdayken size yürümeyi öğretti.Size seslendiğinde odadan kaçarak teşekkür ettiniz.

3 yaşınızdayken size özenle yemekler hazırladı.Tabağınızı masanın altına dökerek teşekkür ettiniz.

4 yaşınızdayken elinize rengarenk kalemler tutuşturdu.Evin bütün duvarlarına atlayarak teşekkür ettiniz.

5 yaşınızdayken size cici kıyafetlerle süsledi.Gördüğünüz ilk çamur birikintisine atlayarak teşekkür ettiniz.

6 yaşınızdayken okula kadar sizinle yürüdü.Sokaklarda 'GİTMİYCEEM' diye ağlayarak teşekkür ettiniz.

7 yaşınızdayken size bir top hediye etti.Komşunun camını kırarak teşekkür ettiniz.

9 yaşınızdayken size dualar öğretti, siz her seferinde unutarak teşekkür ettiniz.

11 yaşınızdayken sizi arkdaşınızla sinemaya götürdü 'Sen bizimle oturma' diyerek teşekkür ettiniz.

12 yaşınızdayken zararlı TV programlarını seyretmenizi istemedi.O evde değilken hepsini izleyerek teşekkür ettiniz.

19 yaşınızdayken okul masraflarınızı karşıladı, sizi arabayla kampüse götürdü ve eşyalarınızı taşıdı.Arkadaşlarınızı alay etmesin diye kampüs kapısında vedalaşarak teşekkür ettiniz.

21 yaşınızdayken iş hayatı ve kariyerinizle ilgili size fikir vermek istedi.'Ben senin gibi olmayacağım' diyerek teşekkür ettiniz.

22 yaşınızdayken kep giyme töreninizde size gurular sarıldı.Avrupa seyahati için para isteyerak teşekkür ettiniz.

25 yaşınızdayken düğün masraflarınızı karşıladı, sizin için akıl hem mutlu oldu hem çok duygulandı.Siz dünyanın bir ucuna taşınarak teşekkür ettiniz.

30 yaşınızdayken bebek bakımı hakkında size akıl vermek istedi.'Artık bu ilkel yöntemleri bırak'diyerek teşekkür ettiniz.

40 yaşınızdayken sizi arayıp bir akrabanızın doğum günü hatırlattı.'Anne işim başımdan aşkın' diyerek teşekkür ettiniz.

50 yaşınızdayken o çok hastalandı, haftasonu onu görmeye gittiğinizde mutlu oldu.Ona yaşlıların çocuk gibi nazlı olduğunu söylerek teşekkür ettiniz.

Derken bir gün...o öldü.
O güne kadar onun için yapmadığınız ne varsa, o anda kalbinize bir yıldırım gibi düştü.....


Bilmem herkes ben gibi mi tabikii herkes annesini sever..ama ben kendi sevgimi farklı buluyorum çünkü ben anneme tapıyorum..ona aşığım..herşeyi herkess feda eder tabikii ama ben hakikaten ederim...Bütün arkdşlarım dalga geçer benle kaç yaşındasın yeter artık diye ama annem beni sabah aramassa ona kızabilrm beni unuttun diye..Geçen sene çok zor olmuştu...İlk annemden ayrılışımda aslında çokta ilk sayılmazdı basket nedenyle uzun uzun kamplara,gruplara giderdim..ama bu defa çok farklıydı bütün eşyalarım yanımda bir başına kalmıştım...bi de üstüne üstlük annem beni bıraktığında 'Sen benim kızımsın sana hiç bişey tembh etmiyorum tek istediğim var kendine dikkat et' dedi ve gitti benim kriz o an başladı..annemn kapıdan çıkışı andan itibaren eve geri dönmek istedim...neyse ki annem istnbula taşınmayı göze almıştı derken beni oyaladı ve ben alıştım ama gene de hafta ortasında bi ANNE! krizim tutuoo..garip gelicek ama bu yaşa geldim hala annemii özledim diye ağlıyabiliyorum...gerçekten..ne zmn büyücem bilmiyorum..ama sevgim o kadar kuvvetli ki bazen bundan korkuyorum...kelimelerle anlatamıyacağım bir sevgi yaşıyorum...biz onla anne kız gibi değiliz gerçek dostuz..onun dostluğu üstüne tanımam..ben annemle büyüdüm..olgunlaştım..genç bi kız oldum...onun gibi olmak isterim..belki de bir çok şey yaşadığım paylaştığım için bu kadar bağlandım ve bu anlatılmaz bir bağ..annem benm için hep bi kalkan oldu..yardım etti..belkide beni bu kadar çok koruduğu için yanlz kalınca zorlandım ama gene de ona binlerde kere teşekkür ediyorum..onun sayesinde bu günlere geldim..kendime güvenim var...bir çok şeylee mücadele edicek gücümde var...annemin kızyım ben!!!anneeem gitmesin yaaa onla uyumayı seviorm alıştımda gene toparlanmam zor olucak :( napcam ben yaaaaaa....

kriz krizz

Bu hafta annemin istnbula gelmesylee birazcık evde oturup dinlendim gerçktende çok iyi oldu..çünkü artık yorulmuştm okulunda tatil olmasını fırsat bilip gezdim dolaştım..:)çokta güzel oldu..zmn geldi gündüz görmedm zmn geldii gece:P neyseee ki evde oturup dizi izlemeyi planlıordm ancak farkettm ki artık diziler 15 günde 1 olmaya başlamış kriz ndenyle...krizin bu denli büyük olduğunu farketmemi sağladı...kriz krizz die söyleniliyordu ancak bunun bu denli ciddi olduğunu dizilerin kalkınca anlamam da biraz ilginç oldu ne yazık kii...

21 Ocak 2009 Çarşamba

müzik!

barcelona filmnn müziklerini tavsiye ediyorum!

18 Ocak 2009 Pazar

pazar klasiğiine darbe

bir pazar sabahı ailemde geçiriorm..istnbulda ailemdn ayrı yaşadğım için pazar kahvaltılarnda pek bulunamıyorum aslında severm..neyse pazar kahvaltısı süper gene
kardeşim anneme soruyor:Anne okulda kermes mi ne varmş evde kullanmadığımız bişey götürmem gerekiyormuş ne götürcem?
annemden cevap:Babanı götür!!

hahaha yarıldım yaa...seviorm ailemii

bu aradaaa laptopumn sol ekranını klavyeden ayırmayı başardığım için uzun bi süre yazamıyabilirim..umut ederim hemen elime geçer...

Vicky Cristina Barcelona

Erkan Hocanın tavsiyesi üzerinde gittim..tek kelime ile bayıldımm taptım..Woody Allen ın filmi..Penélope Cruz tam bi çatlak rolünde..aşırı eğelndim tavsiye ederim..zaten Penélope Cruz u beğenirim...ve rolüne cuk oturmuş...Film ismindende anlaşıldığı gibi Barcelona da geçiyor..bir kaç Gaudi eseri gösterior öyle Barcelona yı anlattığı fln yok yani çarpık ilişkiler anlamında..bi adam kaç kişi ile takılabilir..cesaret mi mantık mı ...hangisini yaparsan mutlu olabilirsn diye insanı düşündürüyor...sonundada anlıyorum..ya içinde patlıcak ya da yaşıcaksın...şu ara gülerek izlediğim tek filmdi..tavsiye ederim

14 Ocak 2009 Çarşamba

Sen benim hiç olmadın ki..

Sen benim hiç olmadın ki..
seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?
Elin elime değmeden, avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.

Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?
'Seni seviyorum' sözcüğü dilimin ucunu ısırırken,
Her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.

Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?
Seni hiç tanımadıpım bir sürü insanlarl paylaşmak.
Senin yanında olan seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.

Seninle olmanın en mutlu yani ne biliyor musun?
Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana..
Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte
Elimde kırciçeğiyle seni beklemek
Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.

Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?
Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak...
Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların, türkülerin, şşirlerin her mısrasında seni bulmak.

Seninle olmanın en zor yani ne biliyor musun?
Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarafsız duygularımı,umut denizinin ortasında,küreksiz bir sandala hapsetmek..
Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak
Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde
Kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime

Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?
Nereden bileceksin?
Sen benimle hiç olmadın ki
Olsaydın avuçlarım terlemezdi
Isırmazdım dilimin ucunu..
Özlemezdim seni yanımdayken..
Kıskanmazdım..
Korkmazdım yollarda yürümekten
Islanmazdım yağmurlarda
Yıldızlara, aya dert yanmaz böyle her şarkıda sarhoş olmazdım..
Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize..
Ve her kulaçta haykırırdım seni

Ama sen hiç benimle olmadın ki...
Ya aklın başka yerlerdeydi ya yüreğin..


CAN YÜCEL
I

Zeki kadınlara saygılarımla...

*Bir çift hiç konuşmadan arabayla yolda gitmekteydi.Daha önceki bir tartışma münakaşaya dönüşmüştü ve hiçbiri teslim olmak istemioyordu.Keçi,katır ve domuzlarla dolu bir çiftliğin yanından geçerken koca,alaycı bir biçimde sorar:'Akrabaların mı?' Karısı:'Evet'diy ecevap verir ve ekler 'Senin tarafından akrabalarım'

**Kocası karısına kadınların bir günde kaç kelime kullandığını dair bir makale okuyordu..'Erkeklerin 15,000 kelimesine karşılık kadınlar 30.000 kelime'..Karısı yanıtlar:'Sebebi erkeklere her şeyi tekrar etmek zorunda olmamızdır.' Kocası karısına döner ve sorar:'Efendim?'

***Bir gün bir adam karısına sordu:'Aynı zamanda nasıl hem bu kadar salak, hem bu kadar güzel olabildiğini anlamıyorum.' Karısı yanıtladı:'Açıklamama izin ver.Allah beni sen çekici bul diye çok güzel yarattı;Allah ben seni çekici bulayım diye çok salak yarattı!'

Erkekler bu tip durumlar için yeteri donanıma sahip değiller.Allah erkeği kadından önce yaratmış olabilir,ancak şaheserden önce her zaman bir kabataslak vardır.

bu erkekleri ezildğini görünce olan mutluluğum ne zmn sona ericek bilmiorm..ama çok eğleniorm yaaaa :)

12 Ocak 2009 Pazartesi

kartepee kartepee! sakar ecemm

Sonunda kışı hissettim..bu sene biraz geç olsada sonunda ufak bir kaçamak yapabildik..cumrtesi günü bir hazırlık..sabah saat 6.30ta uyandm ve 4te yatmış olmama rağmen :) insan gerçekten isteyincee uyanabiliyoo ama şunu itiraf ediyim board yapmaya gitmio olsaydım imkansızdı uyanmam..neyse sabah erkenden uyandm arkdşım geldi aldı benii evimden istnbuldan kartepe çıktık ve baktk tam 140km şansımaa havada süperdii güneş fln haha sonunda 7 kişi olduk tepedee diğer 5 arkdşla çok bi samimiyetim yoktu ama bölye bi durum olunca malum tanıştk ve ben baştan uyardım onlarıı sakarlığım konusunda ama bana inanmadılarr ama görücekleri nihhaa..uzun zmn sonra boardu ayağıma taktım ve ısınma turları atarken gayet başarılı devam ettm ama bunun bir sonu vardı ..:)

ilk olarak board ayağımdan uçtu ve birinee çarptı saolsun geri uzattı bana ..sonra tabiki kayıyoruz birilerine çarpıcaz malum hiç olmasa önündeki düşüo diye düşüorsn neyse bir iki kerede yapıştım sonraa bi ara birinin batonu saçıma takıldı fln baya vukatlıydım gene bunun sonunda akşam yemek alırken amcanın teki arkasına dönüp bana 'Aman kızım sen benden uzak dur bütün gün yeteri kadar çarptın..kar fışkırttın'dedi ve güldü ben orda çok utandm özür diledim ama nafilee ertesi gün amcayı görüncee olduğum yerden uzaklaşamaya çalıştm ama başaramadım :):)demek ki çekiyoooduu benii..

neysee sonra pistin bittiği bir yere girmeyi başardım arkdşlarım ecem diye bağırsalardı artk çok geçti bi ara beni bırakmayı bile gerçektn düşndüklerini biliorm öyle bi durumdu ki eğer bi an fren yapsam durmaya kalksam kesinlikle gömülürdm çünkü kar inanılmaz yumuşaktı bu yüzden ağaça çarpmayı tercih ettm :):)tek ağaç olmasıda ayrı bi durumduu neyse ki çok acımadı:)

bi ara zirvedeyizz ben ters kaymaya çalışıorm artislik olucak yaa v..! diye bağırdım bak şimdi napıcam dedim naptım yapıştım çünkü boardun altınaa karton yapıştıı..bu nasl mümkün olabilrrr yaa koca pisste ufacık bi karton parçasııı beni bitirebildiii..tabi ordan 5 saat gülme komasına girmemde cabası..

bi ara arkdşımn gözlüğüü gözünden düştüü ecem dur diye bağırdı ama ben anlamadım noldu dedi gözlük kırılmamıştı ben üstünden geçene kadarr ama artık çok geçtii:9

aslında fena kaymam ama normaldede çok sakar olduğum için ayağımda kayak ya da board yokken bile bi arkdşımn üstüne düştm o an anladım kii başa belayımm..

bi ara kendimi filelerde buldumm dolandı dolandıı ayakkabımaa çıkaramadım saolsn bi arkdş yardım etti..fena da değildi hep o edicekse takılabilirdim hahaha:)

sıcak şarabı,sucuk ekmeği ayrı bi huzur verdii bana..kayarken insan hiç bişey düşnmüyor ya acayip deşarj olup geldim..ne stress ne bişey:)gitmişken evede uğradım bizimkilern gönlünüde aldım :) yaşamayı seviyorummmm! (: arkdşlar bi tatil yapıp toplayın kendinizii tavsiye ediyorumm şimdi istnbla geldm ayağımı uzattım yazıyım dedim..hzuurrrr

5 Ocak 2009 Pazartesi

arkadaşlık ve dostluk

Arkadaş evinize geldiğinde misafir gibi davranır,
Dost geldiğinide buzdolabını açıp istediğini alır.
Arkadaş senin ağladığını görmez,
Dostunun omzu ise senin gözyaşlarınla ıslanır.
Arkadaş davetine katılınca bir paket hediye ile gelir,
Dost sana yardım etmek için erken gelir;toparlanman için geç gider.
Arkadaş,onun o yattıktan sonra ararsan rahatsız olur,
Dost neden bu kadar geciktiğini sorar,derdini anlatmak için.
Arkadaş bir kavgadan sonra her şeyin bittiğini düşünür,
Dost ise her zaman senin arkandadır
Arkdaş senin daima onun arkanda olmanı ister,
Dost ise her zaman senin arkandadır.
Arkadaş zaaflarınızı öğrenir ve onları kullanabilir,
Dost zevklerinizi öğren,r ve onlara hitap eder.
Arkadaş zayıflıklarınızı bilirse başınıza kakar,
Dost zayıflıklarınızı bilirse örtemeye çalışır.
Arkadaş sizi ikinci görmek ister,
Dost ikinciniz olmaktan şeref duyar.
Arkadaş sıkıntınız olmadığında yanınızdadır,
Dost sıkıntınız oldğunda size koşar.
Arkaşlarınıza siz huzur vermeye çalışırsınız,
Dostlarını size huzur vermeye çalışır...

1 Ocak 2009 Perşembe

çocukluğum..

2oo8in son günü ailemle geçerken bi uğramak istedim..farkettim annemler tereddütte kaldı ama ben o an kendimde o gücü hissettim çocukluğuma geri dönmek istedim..merak ettm kaldırıp kaldıramıcağımı...acılarımla tekrar yüzleşmem beni yıkmadı..farkettim ki güçlenmişim..artk geçmişteki acılı anlar aklıma gelince sadece içim acıo..gözlerimden yaş düşmüyor..bu şekilde mi canımın acısı daha acı yoksa kendimi yıprattığım zaman mı buna daha karar veremedim..yılın son günü bütün çocukluğumun doğduğum ilk yazdan depreme kadar her yazımun geçtiği..ilk arkadaşlarımın olduğu..ilk bisikletim..herşeyin ilkini yaşadığım yer..aydınkent..ilk dostluklar o kadar önemli ki hayatım boyunca unutamıcağım hiç birini..asla da unutmak istemem ama ne yazık ki çoğunu bir daha göremicem..ilk olarak 17 ağustos 1999...hayatım karardı..bittiğini düşündüm aslında yeni başlıyordu..hayatta ilk vedam..gözlerimin kararışı..sonra hala anlamadığım ve anlayamıcağım ışık,aydınlık,güneş..şükürker olsun...ama diğerlerini kaybedişim...evet hayatta ilk vedalarım..ilk dostlarım arkdşlarım..oyun arkdşlarımdı hepsi..şuanda hepsi olsaydı daha değişik olabilrdi..neyse o gün anılarımı kaybettm gibi geldi..ama sadece şahıslarını kaybetmiştim ve onlarla tekrar anım olmıcaktı..elimde kalanların değerini bilicektim ve bildimde...hayatımın en güzel yazlarının geçtiği aydınkente bi dahah gitmeme kararı almıştm o küçücük yaşımda ama olmadı depremden 6 sene sonra tekrar bir yaz günü gittm çok güzelde geçti o günüm...hatta ertesi yaz orda tekrar evimizin olmasını bile istedim..ama daha en kötüsünü yaşamamıştm..keşke yaşamasaydımda..hayatta hep daha kötüsünününde olduğunu öğrendim 3sene önce..en yakın arkdşımı aydınkentte trafik kazasında kaybettim..annesi..kendisi..abisi..şaka gibi gelmişti bana..inanamamıştım..ilk arkdşım..kıvırcığım..ayşegülümdü o benim..geride kaldık ve acının en hasını yaşadım..o kazadan sonra ilk defa 31.12.2008de gittm..evinin önünde oturdum..sitede bir tur attım..o küçücükken ne kadar büyük gelmişti o sokaklar..karşıdan karşıya geçmek büyük bi olaydı..ama anladım ki değilmiş..ilk bisikletim..hatta akülü arabam..komik biz..aküllü arabamıza binerdik..annem elimize liste verirdi..markete giderdik..annemin istediklerini alırdık..bagaja koyardık..bi saat sürerdi alışverişimiz..aklıma geldii...anfii..rafet amca..yarışmalar..komik anılarım acı gelmişti bu sefer bana...genede pişman değilim..herşeye rağmen anıları tazelemek iyi geldi..bazen üstüne gitmek işe yarıyor..yaradıda..ilk defa ağlamadan atlattım..hayat boyu en sevdiğim yer bana verdiği çoğu şeyi geri aldı..ama genede çok seviyorum..aydınkentimi..